Sevgili Giresun Bülten okurları, öncelikle tüm okurlarımızı ve Giresun sevdalılarını saygı ve sevgi ile selamlıyorum… Dünyamız olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Hepimizin bildiği üzere 'KORONAVİRÜS' pandemisiülkemiz başta olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına almış bulunmakta, ülkeler kendi tedbirlerini, vatandaşlar ise kendi sağlıklarını korumanın yollarını aramaktadırlar. Bu süreçte 'maske, sosyal mesafe ve temizlik' vazgeçilmez üçlümüz… Bu kurallara uymamız hem kendi sağlığımız hem de sevdiklerimizin sağlığı için büyük önem arz etmekte…

Peki sadece fiziksel olarak sağlığımızı korumak yeterli olacak mı?

Elbette hayır…

Ruh sağlığımızı korumamız da en az fiziksel sağlığımız kadar önemli… Özellikle daha dünyayı keşfedememiş, salgın-pandemi gibi kavramları ilk defa duyan çocuklarımız için bu süreci yönetmemiz için bir takım tedbirlere bir takım küçük hatırlatmalar uymalıyız.

Şimdi biraz da ruh sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerekiyor ondan bahsedelim…

Salgın, deprem, sel vb. birçok afet durumuyla karşılaştığımız da çeşitli kaygıları hissetmemiz, korkuya kapılmamız bu nokta da doğal olarak karşılanabilir. Fakat herkes bu korku ve kaygıyı olmasa gerektiği gibi yaşayamayabilir. Fazla korkulu olmak bizi insanlardan soyutlamaya, çok rahat olmak ise tedbirsiz bir şekilde davranmaya sevk edebilir. Velilerimiz ve çocuklarımızın tedbirleri elden bırakmadan ruh sağlığını koruması için birkaç önerimiz olacak;

1) Bilimsel, somut ve gerçekçi bilgi edinmeliyiz,

2) Salgından korunma yöntemlerini öğrenmeli, kendimiz ve ailemizin uygulaması konusunda ısrarcı olmalıyız,

3) Sağlığımızı önemsemeliyiz, düzenli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermeliyiz,

4) Günlük aktivitelerimizi muhakkak sürdürmeliyiz (uyku-yemek düzenimizi, egzersizlerimizi, boş zamanlarımızı değerlendirmeliyiz), kendimizi kesinlikle dış dünyadan soyutlamamalıyız,

5) Günlük amaçlar belirlemeli, çocuğumuzla etkinlikler yapmalıyız,

6) Gerek kendimiz gerekse aile bireylerimiz için yeni beceriler öğrenmeli, ve onların öğrenmesine motive edici bir güç olmalıyız,

7) Başka insanları rahatsız etmeden, fiziksel aktivitelerimizi yapmalıyız. Fiziksel aktivite; kaygı ve stresi azaltır daha mutlu hissetmemizi sağlar,

8) Arkadaşlarımızla ve akrabalarımızla görüntülü iletişim sağlayarak ya da arayarak iletişimimizi sürdürmeliyiz,

9) Evde kaldığımız süre zarfında ailemizle vakit geçirmelietkinlikler yapmalıyız. Aile bireylerin katılımıyla beraber oynanan kutu oyunları, kağıt-kalem oyunları ya da beraber yapılacak olan yemek veya yapılacak bir puzzle bu noktada güzel örnekler olarak verilebilir.

10) Medya çağında olduğumuz ve aktif olarak çoğumuzun sosyal medyayı kullandığımızı düşünürsek, sağlıklı bir medya kullanımı kaygı ve korkularımızı kontrol etmede büyük önem taşımakta,

11) Düşüncelerimizi gözden geçirmeli, kaygı ya da korkumuzu arttıracak, kendimizi değersiz hissettiren gerçekçi olmayan düşüncelerimizden kaçınmalı ve gerektiğinde ailemizden, büyüklerimizden ya da gerekli görülmesi durumda bir uzmandan destek alınmalı,

12) Günlük tutma, resim çizme gibi duygu ve düşünceleri yazarak ifade etmek faydalı bir etkinlik olacaktır,

13) Toplumsal dayanışmaya ve yardımlaşmaya özen gösterin,

Tüm bunlara rağmen kaygı ve korkularınızda değişim gözlemlemiyor, ruh sağlığımızı korumakta zorlanıyorsak, bir uzmandan yardım almalıyız…

Kendinizi, ailenizi ve sevdiklerinizi güzelliklerle karşılayacağınız, güzel günlerinizin olması dileğiyle…

Sağlıklı Kalın,

Hoşça Kalın…